10 Aralık 2013 Salı

Zincir (2)

Foto: İsmail Aytekin Koçak, Kaş
     Dev çocukların dizdiği bu taşlara yaklaşırken, sol bileğimdeki bilgisayar on beş metreyi gösteriyor, su ise yirmi sekiz derece; ne çabuk geçmiş vakit, dalış zamanımız şimdiden on dört dakika olmuş bile.
     Merakla resife doğru kumluğun üzerinden süzülürken yavaşça sola kırıyorum dümenimizi. Ardımdan gelen yeni iki yıldızlar da beni takip ediyor. Ama gözlerindeki şaşkınlık da okunuyor: "Resife gitmiyor muyuz?" der gibi.
     Benim niyetimse resife doğru uzanan bu kumluk yeşillikte, görüşümüz bu kadar mükemmelken biraz daha dolaşıp, Gürsel hocanın sır gibi sakladığı deniz atlarını bulabilmek.
     Küçücük oluyor bu deniz atları, görmek, fark etmek oldukça zor. Bu yüzden geniş bir daire çiziyorum zemini tarayarak. İşaret ettiğim için ekibinde gözleri yeşilliklerde artık, umut işte.
Göz ucuyla bakıyorum sık sık ekibe, paletlerini nasıl çırpıyorlar diye. Geride bıraktıkları eğitimler ve keyifli dalışlar, onları da süzülen birer kuş yapmış mavinin içinde. Ufak bir kuş sürüsüyüz sanki.
     Daire tamamlanınca yine rotamıza dönüyoruz, resif oldukça yakın artık. Ve üzerinde oynaşan mavi dünyanın sakinleri daha iyi seçiliyor yaklaştıkça. Resifin bize yakın kenarında bir kaç amfora var, bazıları da kayaların arasında. Hepsini tek tek gözlerimizle kontrol ediyoruz. Ahtapotlar çok sever böyle yerleri ama hepsi boş yada ufak balıklar geziyor içlerinde.
     Tahmini otuz metre çapında bir kayalık bu resif. Önce bir ucundan öbür ucuna üzerinden uçuyoruz. Sonra sağa bir dönüş ve etrafında bir tur atmaya başlıyoruz. Tam tur bitti, birkaç çipura ve papaz balığı dışında kimsecikler yok derken, o kocaman dolgun dudaklı dostumuzla göz göze geliyoruz. Orfoz bence en sıcakkanlı sakinlerinden biri bu mavi dünyanın. 

Foto: İsmail Aytekin Koçak, Kaş
     Ürkekçe ama yavaşça geri geri yüzüyor gözleri bizde. Kaçıp gidesi de yok fakat yaramazın. Bizim gibi buraları ziyaret eden dalgıçlara aşina olduğu belli. Kim bilir kaç yıldır buralarda. Korumamız gereken bir tür Orfoz (Orfozun korunması ve  Orfoz hakkında detaylı bilgiler için bu linkte WWF Türkiye' nin sayfasına göz atabilirsiniz). O kadar misafirperver davranıyor ki bu balık türü bizlere, kimilerine isim bile takılmış. Biz orta suda hareketsizce asılı kalınca, merakla hemen yanımıza geliyor. Ekipçe izliyoruz dostumuzu. Bir ara o kadar samimi davranıyor ki, elimle itmek zorunda kalıyorum gülümseyerek. Eski filmlerdeki arap bacıyı andırıyor bence: dolgun dudaklar, sarı benekler, meraklı kocaman gözler.
     Bu arada havalarımız artık dönmemiz gerektiğini söylüyor. Teknenin platformunda ağzımız kulaklarımızda anlatmaya başlıyoruz Orfoz dostumuzu, birazda abartarak...


1 yorum :

  1. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil

Yorum ve sorularınız benim için değerli, teşekkür ederim