5 Aralık 2013 Perşembe

Zincir (1)

Foto: İsmail Aytekin Koçak 2010 Kaş
     Unks ile Kaptanın birbirine seslenmeleri, tonoz şamandırasının Spartalı mızraklı bir savaşçı edasıyla Unks tarafından yakalanması...
      Suda birbirine şaka yapan çocuklar, dalgıçlara el sallayanlar ve yeniden mavinin kucağındayız.
      Bugün iki yıldız dalıcı eğitimini yeni tamamlayan dalıcılarımın ilk gezinti dalışı. Oasis banko dalış noktası için teknemiz tonoza bağlanıyor. Çünkü atılan her çapa su altı dünyasına atılan bir bıçak darbesi gibi ama maalesef her noktada tonoz yok.
    Platformdan suya atlayıp suda kuşanıyoruz ekipmanlarımızı, tamam işaretiyle alçalıyor ve kara dünyasına ait her şeyi, her düşünceyi orada bırakıp mavi dünyaya açılıyoruz yeniden...
      Deniz çayırlarıyla kaplı kumluk alanın hemen üzerinden palet çırparken, ışık hüzmeleri sağ yanımızdan aşağı doğru bize kadar uzanıyor. Bilgisayarım oniki metreyi gösteriyor.
     Palet çırpmak... belki de uçmayı anımsattığı için böyle demek geliyor içimden, kanat çırpmak gibi sanki. Kuşlar havada, biz suda çırpıyoruz kolumuzu kanadımızı.
     Beceriler öğrenilip de su içinde süzülmeye gelince sıra, önce palet çırpmayı öğretiyorum deniz kızlarına ve balık adamlara. Yüzer gibi aşağı yukarı sallayınca paletlerimizi, böyle kumluk alanlarda her yer toz duman oluyor. Oysa bir kurbağanın yüzüşü gibi çırpınca ayaklarımızı, berrak suda, kumun üzerinden sessizce kayıp gidiyoruz.
     Gencer hocanın tarif ettiği, tonozun deniz tabanındaki bağlantısına ulaşıyoruz. Artık buradan sonra pusulamı onbeş derece kuzeye bağlayıp, resifi bulmaya kalıyor işimiz.
     Bir kaç ufak balık dışında sakin mavilik, zemin yemyeşil, berrak bir gökyüzünde uçuyoruz.
     İleride resifin karaltısı yavaşça belirmeye başlıyor, doğru yoldayız. Resif, sanki dev çocukların oynamak için dümdüz kumların üzerine dizip, unutup gittiği taşlar gibi gözüküyor bu mesafeden. Hiç bir hareket yok...
    

2 yorum :

Yorum ve sorularınız benim için değerli, teşekkür ederim